Psoriasis (Sedef Hastalığı)

Sedef hastalığı toplumda sık görülen, uzun süre devam eden bir hastalıktır. Sedef hastalığının ömür boyu süren alevlenme ve iyileşme dönemleri olabilir. Erkek ve kadınlarda eşit sıklıkta görülür ve başlangıç yaşı genellikle yetişkin dönemdedir. Genellikle keskin sınırlı, üzerinde hastalığa ismini veren sedef (gümüş) renginde kepeklenmeler (pullanmalar) bulunan kızarıklıklar ile ayırt edilir. Sıklıkla kafa derisi, diz ve dirseklerde görülür. Nadir olarak tırnaklar, el ayaları, ayak tabanları, genital bölge ve yüz dahil her yerde görülebilir. Lezyonlar genellikle simetriktir, yani vücudun sağ ve sol taraflarında aynı yerde ortaya çıkarlar.

Hastalığın sebebi tam olarak bilinmemektedir.  Sağlıklı bir kişide deri hücreleri 28-30 günde olgunlaşmaktadır. Sedef hastalarında ise bu süre 3-4 güne kadar inebilmektedir. Hızlı çoğalan hücreler deri üstünde birikerek kepeklenmelerin oluşmasına sebep olur. En önemli risk faktörü genetik yatkınlıktır. Ailesinde sedef görülen insanlarda sedefin görülme sıklığı artmıştır. Bunun dışında fiziksel travmalar (kaşıma, ovalama, keselenme), enfeksiyonlar, stres, bazı ilaçlar, sigara ve aşırı alkol tüketimi de sedef hastalığını tetikleyen faktörler arasındadır.

Hastaların bazılarında eklem tutulumu gözlenebilmektedir. Eklemlerde ağrı, kızarıklık ve şişlik gözlenir. Özellikle el ve ayak eklemlerinin tutulduğu görülürken, nadir de olsa büyük eklemler de etkilenebilir. Sedef tırnaklarda da yerleşebilir ve hatta yalnızca tırnakta da görülebilir. Sedefin bu formunda; tırnakta kalınlaşma, renk değişikliği, çukurcuklar görülebilir. Hastalığın teşhisinde fizik muayene ve deri biyopsisinden faydalanılır.

İlaç seçiminde ve tedavi sürecinde belirleyici olan hastanın yaşı, tedaviye uyumu, hastalığın yaygınlığı, belirtilerin yerleşim yeri, tırnakların tutulum şiddeti ve eklem tutulumu, hastalığın yaşam kalitesi üzerine olan etkisi gibi parametrelerdir. Seçilecek tedavi şekli ve uygulama yolu, tedavinin süresi, ilaçların dozu hekim tarafından düzenlenir. En sık karşılaşılan sınırlı tutulumlu sedef hastalığında yan etkilerin daha az olması ve uygulama kolaylığı nedeni ile öncelikle yerel tedavi yöntemleri tercih edilir. En sık kullanılan ilaçlar; nemlendiriciler, kortikosteroidler, D vitamini türevleri ve fototerapidir. Yerel tedavilere dirençli, yaygın tutulumlu olgularda kullanılan sistemik tedavilerin başında, metotreksat, siklosporin ve retinoidler gelmektedir. Son yıllarda biyolojik ilaçlar da yukarıdaki tedavilere yanıtsız olgularda kullanılmaktadır. Biyolojik ilaçların birçok türü enjeksiyon şeklindedir ve belirli periyodlarda kullanılır (15 günde 1, 2 ayda bir, 3 ayda bir gibi). Genellikle yükleme dozları hastanede gözlem altında yapılırken sonraki dozlar kendi kendine yapılabilmektedir. İlaçtan önce ve kullanım döneminde tetkikler yapılıp yakın bir takip ile etkisi gözlenmektedir.

Prof. Dr. Zekayi Kutlubay

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi

Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı