Güneşten Korunma-1
Neden güneş koruyucu kullanmalıyız?
Güneş eski bildiğimiz dost değil. Hem faydaları hem de zararları var. Güneş, D vitaminimizi karşılaması, kemikleri ve bağışıklığı güçlendirmesi açısından bizler için çok faydalı bir kaynaktır. Fakat, aynı zamanda, ciltte kırışıklıklara, lekelere, alerjilere, yanıklara ve cilt kanseri gibi birçok soruna da yol açan bir etkendir. Deri kanserlerinin %90 sebebi güneş ışığıdır. Son 50 yılda deri kanseri görülme riski on kat artmıştır. Burada önemli olan, yeteri kadar korunarak güneşten faydalanmaktır. İşte bu noktada, sağlıklı bir cilt için, cilt bakım rutininin en önemli adımlarından biri de, güneşten koruyucu ürünler kullanmaktır. Artık hepimiz, güneşten koruyucuların ne kadar önemli olduğunun farkındayız.
Ultraviyole (UV) ışınları, güneşten gelen ışık enerjisini tanımlamak için kullandığımız bir terim. Özellikle UV-A’nın cilt üzerinde çok fazla olumsuz etkisi vardır. UV-A ışınları, cildin derin katmanlarına kadar nüfuz ederek, cildin erken yaşlanmasına sebep olur. Ayrıca uzun süre güneş altında kalındığında, cilt kanserine de zemin hazırlar. UV-B ışınlarının çok azı yeryüzüne inse de, cildimize çok ciddi etkileri olur. Üstelik UV-A’dan çok daha zararlı ışınlardır. Yine aynı şekilde, kansere ve erken yaşlanmaya sebep oluyor.
Güneş ışınları, cildi kurutarak ciltteki nem oranını azaltır. Bunun sonucunda ciltte kuruma ve pul pul dökülmeler ortaya çıkar, ciltteki pigmentlere zarar vererek ciltte lekelenmelere yol açar. Tüm bu zararlı etkileri düşününce, güneş kremi kullanmanın ne kadar önemli olduğu daha iyi anlaşılıyor.
Güneş koruyucular ne kadar sağlıklı?
Çok uzun yıllardır kullanılan güneşten koruyucuların insan sağlığı açısından güvenilirliği ile ilgili net ve yeterli verilere bakıldığında güneş kremi kullanmanın zararlı olmadığı ve aksine düzenli kullanmanın güneşin zararlı etkilerinden korunmada çok etkili olduğunu görebiliriz. Sadece üretiminin yüzde 90’ı güneş ışınlarına bağlı olan D vitamini üretiminin, çok yüksek faktörlü güneş kremi kullanıldığında teorik olarak azalabileceği düşünülebilir. Fakat yapılan klinik çalışmalar sonucunda, düzenli güneş kremi kullanımında bile D vitamini eksikliği görüldüğüne dair net verilere ulaşılamamıştır.
Güneş koruyucular nasıl kullanılmalıdır?
Güneş kremleri dışarı çıkmadan yarım saat önce tüm açık bölgelere (yüz, boyun, dudaklar, kulak üstleri, boyun ve erkeklerde saçsız kafa derisi de dahil) sürülmelidir. Deri kanserine yatkınlığı olan hassas bireyler dört mevsim ve hayat boyu kullanılmalıdır. Bu kremlerin etkinliği terleme, sürtünme ve denize girip çıkma ile azalmaktadır. Kış aylarında günde 1–2 uygulama yeterli olabilmekle birlikte, dağda kayak sırasında ya da yaz aylarında 3-4 saatte bir veya ihtiyaca göre daha sık uygulama gerekir. Suya dayanıklı olan ürünlerin tercih edilmesi önerilebilir; ancak bunların bile gün içinde tekrarlanması gerekmektedir. Güneş kremleri, ‘güneş altında daha uzun süreli kalabilme’ amacı ile kullanılmamalıdır. Camdan UVA ışınları geçebildiğinden bu kremler balkonda ve pencere önünde otururken dahi kullanılmalıdır.
Son zamanlarda sosyal medyada popülerleşen iki parmak güneş kremi kuralı gerçeği yansıtıyor mu?
Güneş kremlerinin sahip olduğu SPF değerini elde etmek için, iki parmak kuralına göre uygulamak gerektiği son zamanlarda özellikle sosyal medyadaki popüler konu başlıklarından fakat bu kural biz dermatoloji uzmanları tarafından önerilen bir kural değil. İki parmak kuralı yerine, yarım çay kaşığı kadar güneş kreminin yüz ve boyun bölgesini korumak için yeterli olacağını söyleyebiliriz. Bir de güneş kremleri her zaman nemlendiriciden sonra kullanılmalıdır.
Güneş koruyucular D vitamini sentezini etkiler mi?
Güneş kremleri güneş yanığı ve cilt kanserini önleyebiliyor fakat bu kremlerin D vitaminine etkilerine ilişkin yakın geçmişe kadar çok fazla belirsizlik vardı. D vitamini sentezini etkilemediğini gösteren yayınlar olduğu kadar azalttığını bildiren yayınlar da mevcuttur. Akla daha yatkın olan D vitamini sentezini azalttığıdır. Ancak son yıllarda yapılan klinik çalışmalar, kremlerin güneşin zararlı etkilerini önlemek için yoğun biçimde kullanılsa bile, D vitamini sentezine izin verdiğini göstermiştir.
Güneş koruyucuyu neye göre seçmeliyiz, alırken nelere dikkat etmeliyiz ve
güneş koruyucuyu nereden almalıyız?
Güneş kremi seçiminde, ürünün içeriği oldukça önemlidir. Cildimizi güneşin UVA ve UVB ışınlarından koruyacak içeriğe sahip ürünler seçilmelidir. Güneş kremi seçerken dikkat etmemiz gereken bir diğer önemli nokta ise güneş koruma faktörü olacaktır. Güneş koruma faktörü, SPF olarak da bilinmektedir.
Cilt tipimize uygun güneş koruyucular da seçmek mümkün. Yağlı cilt tipine sahipseniz, su bazlı güneş kremleri tercih edebilirken, kuru cilde sahip olanlar nemlendirici etkili ve yağlı kıvamda koruyucular kullanabilir.
Cilt tipine ve ihtiyaca göre uygun içeriğe sahip güneş koruyucu seçiminde dermatoloji uzmanından da yardım alınabilir. Güneş koruyucular üreticinin kendi internet sitesinden, eczanelerden ya da bilinen kozmetik marketlerden alınmalıdır.
Yazın gelmesiyle birlikte güneş koruyuculardaki fiyat artışı tüketicileri internette çok ucuza satılan ürünlere yönlendirdi. Bu konuda neler söylemek istersiniz? Fiyatından çok ucuza satılan güneş kremlerinin cildimize ve sağlığımıza zararları nelerdir?
Son zamanlarda bir takım güneş ürünlerinin sahtelerinin, merdiven altı üretilen güneş kremlerinin pazarlarda, piyasada satıldığını medyada görmekteyiz. Bu şekilde satılan, sahte ve merdiven altı ürünlerin kullanımı sonrası allerjik reaksiyon, daha fazla irritasyon, deride yara, kızarıklık, şişme, ödem, daha çok akneye meyil ya da aknenin alevlenmesi, deri enfeksiyonlarına yatkınlık meydana gelebilir. Bizim sahte ürün kullanımında en çok korktuğumuz durum ise, olmaması gereken yasaklı kimyasal ya da kanserojen maddelerin ürünün içine girmesidir. Bazen de zayıf östrojen denilen maddeler ürünün içinde bulunabilir. Vücutta davranışsal ve hormonal problemlere neden olabilir.
Bir güneş koruyucunun merdiven altı üretildiği nasıl anlaşılır?
Sahte ürünle gerçek ürünü ayırt etmek zordur ama alacakları ürünün markasına baksınlar, barkodunu kontrol etsinler. Ürünün rengine baksınlar, renginde bir değişiklik var, bir bozukluk var mı? Bir kaç farklı renkten mi oluşuyor? Ürün köpürmüş mü ona da baksınlar, ürünün kıvamındaki değişikler bizim için uyarıcı olmalıdır. Krem bazen alta çöker, üstte sıvı kalır. Bunların olmaması lazım, ürünün tek kıvamda olması lazım. Kullandıktan sonra bozuluyorsa, kıvamı, rengi, kokusu değişiyorsa, kötü koku oluşuyorsa da dikkatli olmakta fayda var. Farkında olmadan kullanıldığı durumda da merdiven altı üretilen ürünler, genelde ilk kullanımdan itibaren kendisini belli eder. Deride kaşıntı, kızarıklık, şişme, kabarıklık gibi reaksiyonlar yapabilir. Birkaç saat içinde oluşabileceği gibi bir kaç hafta sonra ortaya çıkan reaksiyonlar da olabilir. Şüphelenilen durumlarda hemen kullanımı bırakıp, bir dermatoloğa başvurmakta fayda vardır.
Prof. Dr. Zekayi Kutlubay
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı