Rozase (Gülleme)
Rozase (Gülleme)
Gül hastalığı (gülleme, akne rozase, rozase) , genellikle yüzde ve yanaklarda kızarıklık, yanma, damarlanma artışı ve iltihaplı sivilcelerle giden kronik seyirli bir cilt hastalığıdır. Bu belirti ve semptomlar haftalar veya aylar boyunca tekrar tekrar alevlenebilir ve daha sonra bir süreliğine ortadan kaybolabilir. Toplamda hastalık ataklar göstererek yıllarca sürebilir.
Çoğunlukla orta yaştaki bireylerde ve özellikle açık tenli, renkli gözlü kişilerde ve kadınlarda daha sık görülür. Genellikle kadınların yüzde 10’u bu hastalığa yakalanmaktadır. Erkeklerde ise bu oran daha düşük seyreder.
Ne tür belirtilere yol açar?
Gül hastalığı belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterebilmekle birlikte şunları içerir:
Yüzde kızarıklık: Gül hastalığı genellikle yüzün orta bölgesinde görülen kızarıklıklar şeklinde başlar. Daha sonra bu kızarıklıklar kalıcı hale gelmeye başlar. Burundaki ve yanaklardaki küçük kan damarları hastalık alevlendiğinde genellikle görünür hale gelir. Bu dönemde deri hassaslaşır, kurur ve gergin bir hale bürünür. Yüzde hassasiyet ve yanma hissi oluşur.
İltihaplı kırmızı kabarıklıklar: Gül hastalığı olan birçok insanın yüzünde akneye benzeyen iltihaplı kırmızı sivilceler gelişebilir. Bu şişlikler bazen irin içerir. Sivilcelerin çapı küçüktür nadiren kistik yaralara rastlanabilir. Sivilceler tüm yüze yayılabilir ve haftalarca sürebilir.
Göz problemleri. Gül hastalığı olan birçok insan sulanma, yanma, kronik göz çevresi ödemi, yaygın göz ağrısı, bulanık görme, kırmızı şişmiş gözler ağı gibi problemler yaşayabilir. Bu durum, “gözün gül hastalığı” olarak bilinir. Bazı hastalarda göz semptomları cilt semptomlarından önce başlar. Bazı hastalarda ise deri bulguları olmaksızın sadece göz semptomları bulunur.
Burunda büyüme: Gül hastalığı zamanla nedeniyle burun üzerindeki deri kalınlaşarak burnun kaba ve şişkin görünmesine (rinofima) neden olabilir. Bu durum, erkeklerde kadınlardan daha sık görülür.
Gül hastalığı neden olur?
Gül hastalığının ortaya çıkma nedeni kesin olarak bilinmemek ile birlikte olası nedenleri şunlardır:
Çoğu hastalıkta olduğu gibi gül hastalığı da genetik faktörler oldukça etkili rol oynar. Genetik faktörlerde kesin kanıtlar bulunmamakla birlikte aile geçmişinde hastalık görülen bir bireyin bu hastalığı geçirme olasılığı yüksektir.
Stres ve psikolojik faktörler. Gül hastalığı stres ile artar. Ataklar hastanın duygu-durum yapısıyla ilgilidir.
Çeşitli mikrobiyal nedenler de gül hastalığının ortaya çıkmasına sebep olabilir. Özellikle deride yaşayan demodex adlı bir parazit, normalde bir sorun yaratmamasına rağmen, sayıları çok arttığında gül hastalarında tetikleyici faktör olarak rol oynayabilir.
Birtakım çevresel ve beslenme ile ilgili etmenler de gül hastalığını tetikleyebilir. Uzun süre güneşe maruz kalma, aşırı sıcak veya soğuk bölgede bulunma, ekşi, acı ve baharatlı yiyeceklerin fazla tüketimi gibi faktörler de gül hastalığının ortaya çıkmasında etkilidir.
Yiyecek içeceklerle ilişkisi var mı?
Birçok yiyecek ve içecek gül hastalını tetikleyebilmektedir. Bu yiyecek içeceklerden bazıları şunlardır:
-sıcak ve soğuk içecek ile yiyecekler
-sıcak çorba,
-sıcak çay-kahve,
-mayalı gıdalar
-acı ve baharatlı gıdalar,
-kafein, asitli içecekler,
-turşu,
-çikolata,
-kırmızı şarap veya diğer alkollü içecekler
Hastalık nasıl tedavi edilir?
Gül hastalığının kesin bir tedavisi olmamakla birlikte en etkili tedavi hastalığı tetikleyebilecek etkenlerden uzak durmaktır.
Gül hastalığını tetikleyen en önemli faktörlerin başında güneş ışığı gelmektedir. Fazla sıcağa maruz kalmak damarları genişlettiğinden deri lezyonları daha da şiddetlenmektedir. Her türlü sıcaktan uzak durulmalıdır. Günde 2-4 saat aralıklarla önerilen uygun en az 15 faktörlü bir güneş koruyucu kullanılmadır. Ayrıca güneşten koruyucu şapka ve gözlük takılmalı, uygun kıyafet giymeli ve güneş ışınlarının yoğun olduğu saatlerde güneşe maruziyetten kaçınılmadır.
Hassasiyet nedeniyle kontrolsüz ilaç kullanımı sık görülür. Özellikle hekim tavsiyesi olmadan kullanılan kortizonlu kremler o anda şikâyetleri azaltsa da, hastalığın ilerlemesine ve tedavinin zorlaşmasına neden olur. Bu nedenle kortizonlu kremler kullanılmamalıdır.
Ani sıcaklık değişimlerine maruz kalmak da gül hastalığını tetikler. Çok fazla sıcağa maruz kalmak gibi çok fazla soğuğa maruz kalmak da gül hastalığını tetikleyebilir.
Yüz bölgesini aşırı sabunlama, uygun olmayan tahriş eden kozmetik ürünlerin kullanımı da gül hastalığını tetikler. Gül hastalığı olan deri son derece hassastır. Sıcak banyo ve her türlü tahriş edici işlemden olumsuz etkilenir. Uygun temizleyici ve nemlendirici kullanımı hastalığı kontrol altında tutmak için sürekli uyulması gereken kurallardandır.
Çok fazla sigara ve alkol, çay ve kahve tüketimi, özellikle mayalı gıdalar, kırımızı şarap ve aşırı stresli bir yaşam tarzı da gül hastalığını tetikler.
Yüzdeki kızarıklığın giderilmesinde cilde sürülerek uygulanan bazı krem ve jeller kullanılabilir. Yüzde oluşan iltihaplı sivilcelerin giderilmesinde sistemik tedavide antibiyotikler kullanılabilmektedir. Tedaviye dirençli hastalarda vitamin A içerikli akne ilaçları kullanılabilir. Yüzdeki kırmızılığın, kılcal damarların giderilmesinde ve hastalık ataklarının şiddetinin ve sıklığının azaltılmasında lazer ve ışık tedavileri oldukça etkilidir. Cerrahi tedaviler ise burunda şekil bozukluğunun olduğu şiddetli vakalarda uygulanabilmektedir.
Ne kadar sürede geçer?
Gül hastalığı kronik bir hastalıktır. Yukarıda bahsedilen genel öneriler hayat boyu uyulması gereken kurallardır. Böylece büyük oranda kontrol altında tutulsa da zaman zaman alevlenmeler gösterebilir ve bu durumlarda ek tedavi ihtiyacı duyulabilir. Buna rağmen hastalık 5-10 yıl devam edebilir.
Prof. Dr. Zekayi Kutlubay
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi
Deri ve Zührevi Hastalıkları Anabilim Dalı